Çaresizlik

   Hep bir karanlığın ardından bakmadık mı aydınlık günlere yoksa unuttuk mu karanlığı aydınlığa büründüğümüzde? Peki ya tekrar karanlık geri döndüğünde? O zaman mı başlar çaresiziliğimiz? Kurumuş bir boğaza ya da düşmemek için gözbebeklerine tutunan bir çift çok damla yaşa benzemez miyiz o an için? 

   Nerden bulur ki çaresizler en çaresiz vakitlerinde çarelerini? Bu konu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bir bilsek diye geçiririz hepimiz içimizden. Hoş, bilsek de değişen bir şey olmayacak bizim için. Eğer illaki olacak olan bir şey varsa o kendimizi bu şekilde kandırmak. Öyle ki çaresizliklerimize bulduğumuz çare bir başkasının çare oluşuna yağmur gibi yağabilir. Bu konudaki tüm ihtimaller kocaman bir bilinmezlik adlı çıkmaz sokaklar esaretindeki şehrimize aittir.

   Öyle ki insanın en büyük çaresizliği sonudur. Son ise birkaç metre ile ya başlar ya başlamazken yitirilen bizler başlangıcının önemi olmayan o çukurlara emanet edilirz. Emanet edenler de bilirler ki emanet edilecekleri zaman saniye saniye soluklarında gezinmektedir. Vakit dar. Çaresizlikermizideki tek çözüm olarak ellerimizde çare aramak var...