Çoğumuz düşmenin bir başarısızlık göstergesi olduğunda hemfikirizdir fakat bu dev yanlışın artık çürümesi gereken bir hipotez olduğunu bilmeliyiz. Aslında düşmek, başarısız olmak birşeyler konusunda çabaladığımızın yani başarmak için adım attığımızın göstergesidir. Öylece durmak ya da düşmekten korkmak yerine küçücükte olsa bir adım atmak, denemek, yeniden, defalarca denemek bence asıl başarı işte budur. Başarı öğretildiği gibi altın bir tepside sunulmaz tam aksine engebeli bir patikanın sonunda prensesin hapsedildiği o büyülü şatonun en üst katındadır. Ya herşeyi bir kenara bırakıp rahat koltuğunuzda filizlenmiş ama susturulmuş fikirlerinizle solacak ya da biraz delirip kuşanarak başarıya kavuşacaksınız. Dediğim gibi başarı biraz delilik halide olabilir. Zamanında dünya tepsi gibi düzdür diyenlere inat, yuvarlaktır diyen bir kimsenin kaçık damgalarını göze alması veya gemileri karadan yürüten bir Fatih'in tüm olumsuz fikirleri ve eleştirileri sineye çekmesi cesaretten gelen bir delilik sinyalidir. Kısacası gerçek başarı yıkımla kardeştir başarısızlık olmadan başarı olamaz. Ve unutulmamalıdır ki: Her düşüş mutlaka bir kalkışa mecburdur.Düşmeden kalkamazsınız tıpkı ateşi hissetmeden demiri işleyemeyeceğiniz gibi.
Yılmış, bunalmış ve sürekli başarısız olmaktan sıkılmış olabiliriz ama asıl mesele o başarısızlıkları kabullenmek onlarla yola koyulmaktır ayrıca başarısız olmaktan korkan kimse asla başarmak duygusunu tadamayacak bir kimsedir.
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre