Nevroz, insanların normal davranışlar göstermemesine bağlı psikolojik bir rahatsızlıktır.
Bu gruba mensup insanlara nevrotik denir. Vikipedi bu rahatsızlığın tarihçesini şöyle
anlatmış:
"Nevroz terimi ilk kez W. Cullen tarafından ortaya atıldı. Nevrozlar uzun süre, belli lezyonlara
bağlanmayan işlevsel sinir hastalıkları sayıldı (Babinski). Nevrozlar, başlangıçta akıl hastalığı
denen ve nevrozların özel bir sınıfını oluşturan psikozlardan zorlukla ayırt ediliyordu. Cullen'in
görüşlerinden çok etkilenen P. Pinel sayesinde, nevrozlar organik bir nedene bağlanmaya başlandı.
19.yy'in ikinci yarısında organcı düşünceler gittikçe başarı kazandı. Bu başarı, hastalığı herhangi
organik bir dayanak bulunamayıp nevroz kavramı ortadan kalkma eğilimi gösterinceye kadar sürdü.
Daha sonra, psikiyatri, eski anatomiklik şemalara göre biçimlendirilerek kalıtsal etmenlerin ve
bünyesel yatkınlığın eklendiği organcı yorumları sürdürdü. Freud'un Charcot'dan ayrılmasına neden
olan işte bu anlaşmazlıktır."
"Daha sonra, psikiyatri, eski anatomiklik şemalara göre biçimlendirilerek kalıtsal etmenlerin ve bünyesel
yatkınlığın eklendiği organcı yorumları sürdürdü. Freud'un Charcot'dan ayrılmasına neden olan işte bu
anlaşmazlıktır. Nevrozların ruhsal kökenli olduğu görüşü, nevrozları toplumsal tavır ve davranışları
tutuklayan ruhsal iç çatışmalarla belirginleşen kişilik hastalıkları, diye tanımlayan P. Janet'nin kuramıyla
desteklendi. Günümüzde, ruhsal hastalıkların toplums
al kökenli olduğunu savunan başka düşünce akımları
da vardır." (https://tr.wikipedia.org/wiki/Nevroz)
Nevroz hastalığının temelinde aşağılık kompleksi yatmaktadır. Ve bu aşağılık duygusu da
beraberinde kaygıyı doğurur. Anlayacağınız, hastaların hemen hemen bütün
nevrotik davranışlarının altyapısında kaygı var. Fakat, bu kaygı her insanda aynı nevrotik davranışla
gün yüzüne çıkmaz elbette. Yaygın bozuklukları şöyle maddeleyebiliriz:
- Aşırı şefkat isteği
- Nefret
- Güvensizlik
- Sebepsiz yere duyulan üzüntü
- Düşmanca ve hırçın tutumlar
- Anormal cinsel davranışlar
- Plan yapamama
- Odaklanamama
Bedensel olarak:
- Kasların gerilmesi üzerine görülen titreme
- Yok yere ter dökme
- Baş dönmesi
- Kalp çarpıntısı
- Nefes alma zorluğu
- İshal
- Baş ağrısı
Birey, bilinçaltındaki kaygının farkındadır. Bu farkındalık, kaygıyı gizleme isteğini doğurur.
Bunun üzerine bireyin gösrediği çabalar da beraberinde nevrotik davranışları doğurur. Ardından
bireyin normal davranışları bozulma gösterir. Ve birey normal yaşamını sürdürememeye başlar.
Siz de farkında olacaksınız ki hastalık oldukça doğurgan ve tüm olgular da sonunda bir nevrotik
doğurmakta. Nevrotik birey de nevrotik bir toplumu...
Günümüzde çoğu nevroz hastası, psikolojik destek alacak kadar ileri düzey değildir. Fakat kişiler
bozukluğun farkında olmalarına rağmen kendileri bu durumu kolaylıkla değiştiremezler. En sağlam
çözüm psikolojik destek almaktır. Bunun nedeni ise bozukluğun bilinçte olmasıdır.
Nevrotik kitle hızla çoğalmakta ve psikologların elinden bir şey gelmemekte. Bunun nedeni ise
nevrotik bireylerin durumu ciddiye almaması üzerine, bu kurumlara başvurmamasıdır. İnsanlar
bilinçlendirilip bir çok şeyin farkındalığını kazanmaları sağlanmalı. Nevrotik kitle aynı hızla yayılmaya
devam edecek olursa, insanlar arasındaki bağın ve iletişimin aynı hızla da kopacağı aşikar...
Şuna da deyinmek isterim ki; nevrotikler kendi içlerinde büyük bir kısır döngüdür. Bazı nevrotik
bireylerin belirgin özelliklerinden biri de hem kendi davranışlarını hem de çevresindeki insanların
davranışlarını çözümleme isteği ve uğraşıdır. Yapılan araştırmalara göre, nevrotik kitlenin bir çoğu
ileriki zamanlarda psikolog, psikiyatrist veya pdr bölümlerini okuyup bu dalda ilerlemekte.
Bu durum psikolog ve nevrotik birey arasındaki bağı da güçlendirecektir.
Sevgili okur;
Bu yazıyı yazmamdaki temel etken, bu insanlarla çok karşılaşıyor olmam. Muhakkak ki hepimiz
günlük hayatımızda bu tip sıkıntılarla yüzleşen insanlar tanıyoruz. Hatta bizzat kendimiz
yüzleşedebiliriz. Son yıllarda toplum içindeki çatışma, kavga, kargaşa gibi olumsuz davranışların
artıyor olmasını, ben bu gibi etkenlere yoruyorum. İnanıyorum ki, bilinçli bir toplum,
tüm olumsuzlukların önüne geçebilir... Ve umuyorum ki, bu yazıyla düşüncelerine ve
sıkıntılarına ilham olabilmişimdir...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre