Temenni, Dilek ve Dua

Hep bir temenniyle başlarız güne. Kimi gün bir sınavda başarılı olmak için, kimi gün bayram temizliğini bitirmek için, kimi gün sevdiklerimize kavuşmak için, kimi gün de son günümüz olması için… İnsanların temennilerini birbirine benzemez. Hatta tek bir olayda ki farklı insanlar bile tek olay için farklı temennilerde bulunurlar. Peki temenni de nasıl bulunulur? Dilek? Dua? Aslında bu ikisinin birbirinden pek bir farkı yoktur. Dilekte kimden istediğimizin belli olmadığını düşünürüz. Dua da ise bariz bir şekilde bellidir ulaşacağı yer temennilerimizin.

İnsanlar neden ihtiyaç duyarlar bu şekilde birinden bir şeyleri gerçekleştirmesini? Umut mudur temennilerimizin kaynağı? Yoksa sadece çaresizliklerimiz, korkularımız mı? Hasta bir çocuğu olan annenin tüm gece çocuğunun başucunda kalması da bir nevi çocuğunun iyileşmesinin temennisidir. Hem korkar yavrusuna bir şey olmasından hem de çocuğunun iyileşmesini umut eder. Sevdiğine kavuşmak için çevresine karşı verdiği çaba da bir kişinin amaca ulaşmak için olan bir temennidir.

Temenniler hep bir amaç uğruna dökülen bazen gözyaşı bazen bir sözcük bazense yapılan ufak bir harekettir. Bu temenniler için bazen dilek tutar bir ağaca bez bağlarız, bazen alnımızı secdeye koyar dua ederiz. Hepsinde tek bir amaç vardır: istenilene ulaşmak. İstediklerimizle çizmeye çalışırız hayatımızı. Ama çizemeyiz. Dualarla dileklerle yaşamlarımızı şekillendirmeye çalışırız ama başaramayız. Neden başaramayız? Bunu sorguladınız mı hiç? Eksik dilek dilemek diye bir şey vardır. Hani niyetinin ne olduğuna karar veremeden ikilemde kalarak bir dilek tutarsın ya ikisinden biri olur ya da ikisi de olmaz. Ya da ikisinin de tam tersi olur. İşte eksik dilek budur. Niyetini tam ifade edememektir. Peki bu sadece söylem yetersizliğinden mi olur? Yoksa korkulanın başa gelmesinden korkmaktan mı? Korkular her zaman kötü sonuçlar mı doğurur? Ya en iyisi korkuyla başa gelendir. Yüzleşmektir kimi zaman en iyisi. Kaçmak çözüm olmaz bazen olamaz... Sığınacak yeri tutunacak dalı olmadığında anlar insan korktuğuyla savaştığını. Her zaman yanında olma temennisinde bulunanların kaçışlarından anlar.

Temenniler, dilekler, dualar, korkular, kaçışlar.. hepsi tek bir yerden doğar. Gelecek umudumuzdan. Ya da gelecek kaygımızdan. Gelecek umut mudur korku mudur bilinmez ama temenniler, dilekler, dualar her zaman tek yöne çıkarlar. Yaşamaya devam etmeye. Ya da savaşmaya mı demeliydim?