Bazen her şeyi kafamda topluyorum doktor;
Her şeyi yerli yerine koyuyorum.. Tamam diyorum bu sefer oldu, artık gidebilirim. Geriye tek kalan ölüm...
İntihar senaryoları geliyor aklıma, içerik olarak zengin...
Sonra seçiyorum bir tanesini kafamda, işte bu diyorum, tamam kesin ölürüm.
O gittiğinde ruhen öldüm şimdi sıra bedenimde..
Zaten hiç bir yeye sığdıramıyorum şu bedeni yeryüzüne bile fazlaydı..
Ait olduğu yere dönmenin zamanı geldi.
Belkide içimdeki boşluğa gömmeliyim kendimi; egomun, nefsimin ve hırsımın esir aldığı bedenimi...
Zaten kendimi bildim bileli kendi içimdeki boşlukta intihar etmeyi düşünürüm. Birde bu bozuk düzen içerisinde kendimi adayacak birini, anlaşacak bir bedeni arıyorum tam buldum derken olmayıncada afallayıp kendimi boşluğğa bırakıyorum boş bomboş bünyemi...
Bunun verdiği acıdan da zevk alıyorum. Kendime acı çektirmeyi seviyorum..
Ne deniyordu doktor o tiplere?
-Mazoşist..
Ah evet bana ait terimlere yenisini ekliyoruz.
Vazgeçtiğimin resmiyetidir belkide bu yazılar. Ona olan kızgınlığımın belgesi ya da delirdiğimin kanıtı...
Bence ne biliyormusun Elçin?
Bence her satır ölüme bir adım.
Doktor şimdi bir soru sormak istiyorum sana. Sence giden i kaybeder kalan mı?
Dur şimdi bana kokuşmuş bilgilerinle doktor ağzı yapma senin yerine ben cevaplarım(!)
Bak doktor bu soruyu kime sorarsan sor başta kalan daha sonra giden kaybeder der.
Kasik olarak giden pişman olup kaybeder kalan ise çoktan unutmuştur der.
Olayın aslı bambaşka be doktor;
Başta giden kalanın sevgisinin fazlalalığına alışamaz ve gider. Kalan gideni çok sevmitir doktor ideni birdaha öyle kimse sevemeyecektir. Giden zaten gideceği yeri çoktan ayarlamıştır ve adındanda belli olduğu gibi gider. Giden başta mutlu olsadakalının ahındanmıdır yoksa kısır döngü bşr gün herkes gider bundanmı bilinmez gittiği yerde terk edilir. Bu sırada gdenin acısıyla içine kapanan kalan, giden geri gelsede eskisi gibi olmayacağını bildiğinden o çok sevdiği aşkından vazgeçer.Kalan gidene üzülür, giden asla sevilemeyeceğini düşünerek üzülürsevildiği yeri terk eden o değilmiş gibi.
Yani aslında gidende kalanda kaybeder doktor. Biri sevenini kaybeder diğeri sevdiğini..
Şimdi soracak olursan doktor "bunları sen nerden biliyorsun?"
Ben hem giden oldum hem de kalan doktor.
Ben yaşamam gerekeni yaşadım..
İşte Elçin tamda bu yüzden varlığıma bir son vermek istiyorum. Sıkılacak adar çok şey yaşadım. Yaşam bende merak uyandırmıyor Doktor artık hiç bir şey farklı gelmiyor.
Aşkın edebiyatını yaptılar, delileri anlatan filimler çektiler, fakirler için şiirler yazıldı, şehitler için destan...
Ferhat boşa deldi dağları, Leyla boşuna bekledi Mecnunu, anneler boşuna ağlıyor mezar başında, fakirler boşuna ölüyor açlıktan..
Neden biliyormusun doktor, neden hepsi boşuna?
Çünkü hepsi birkaleme meze oluyor sonunda!
Tüm varlığımı boşa harcamışım Elçin buna yanıyorum. boşa geçen bir ömürden
daha kötüsü varmı?
Aileme yakın olamadım belki de hayırlı bir evlat olamadım. İyi bir arkadaş olamadım, yardıma koşan kötü günde destek olan. İyi bir sevgili de olamadım, ağlayacak biromuz göz yaşı silen bir sevgili...
Ben ne yaptım da delirdim o zaman Elçin?
Sorsan anneme "kendisini boş bir odaya kapatmış kimseyi almıyor kendine çıkamıyor" der.
Elçin sen o odayı gördün. Sence o odaya giren benimle o odadakalırmı?
Bırak şimdi kekelemeyi cevp beklemiyorum senden.
Ne benimle o odada beklemeye cesareti olan çıkar nede beni o odadan çıkartacak biri.
Ben çıkamıyorsam o odadan fazlayım dünyanıza ve kimseyi almıyorsam yanımasiz eksiksiniz...
Bende öncedeb mantığıyla düşünen biriydim Doktor. Tabi delirene kadar sahi siz deli diyorsunuz ben ise akışına bırakmak.
Sen istediğin kadar "deli değilsin piskolojik bir rahatsızlığın var" desende Piskoloji ve Ruhsal hastalıklar bölümünde tedavi gören, ilaç kullanan herkese deli damgasını yapıştırmayı seven bir toplumuz.
Taa küçükken belliymiş benim böyle olacağım.
Bir köşede tek başına oynar kendi kendime konuşurmuşum fazlasıyla zarar ziyandım. Aileme yük, çevreme fazlalık..
Ben hep uyum problem, yaşayan biriydim. Vaktinde uyuyabilen biri değildim öğünleri bile tutturamazdım.
Ama hiçkimseyi duygularından vurup öldürmedim.
Kimseyi kullanmadım.
Satmadım.
Sırtından vurmadım.
Aşk adı altında oynamadım.
Benim zararım kendimeydi, sıkıntım hep bana, hep kendime kastım.
Ama o? Keşke öldürseydi beni.
Yaşama sevincim, var olma hevesim, kadınlık gururum ve aşka olan inancımı aldı götürdü benden.
İşlediği cinayetse duygularımı katletti cani birkatil gibi..
Tecavüzse kalbim ellerinde.. Zaaflar doktor, zaaflar insanı ipe götrür. O da benim zaafımdı ve beni ipe götürüyor.
Bir kitapta okumuştum kalp atışlarımız ecelin ayak sesleriymiş. Ben onu her düşündüğümde kalbimin ritmi dahada hızlanıyor...
Ölüme inat hala sevmek deli gibi aşık olmak hala kavuşacağı günü beklemek doktor..
Doktor bu delilik..
Elçin beni hangi mear kabul eder?
Hangi ölüm canıma meydan okur?
Hangi toprak işlediğim günahları örter?
Onu bilemem doktor ama şunu söyleyebilirim; Her fani ölümü tadacak, her ölümlü aşkı yaşayacak ve har aşık zinaya tanıklık edecek.
Asıl acı olan her beden bu zinanın işgencesini iliklerine kadar hissedecek.
Bildiğim bir şey daha varsa doktor bir ruh bir bedene hasta olup kavrulacak.
Benim ruhumun o bedene olan aşkı gibi...
Sorun anlaşmaksa susabilirdik doktor,
kavuşmaksa gözlerimizi kapatsak yeter
Bizim sorunumuz ne biliyormusun Elçin
Sorun huh....
Ben yaşıyorken o ölü.
Yaşayan biri ölü birine ne kadar yakın olabilir, ne kadardokunabilir? Dudaklarım nasıl olurda sıcak sımsıcak bıynunu öper,
elleri nasıl olurda belimi sarar? Sahi doktor o eski sıcak teninden eser kalmışmıdır dersin?
Sorsan deliyim ama ölü bir ruhla nasıl sevişilir hala bilmiyorum...
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre