Büyük Oynamak

Herşey yolunda gittiğini zannettiğin bir döneme denk geldiğinde, rehavete kapıl.. Kuyruk dik, başarısızlığın çizgisi aşılmış, bir kırmızı halını göremediğin anlara, anılara, anlayana ve anlatana tanık olurken gör mesela kendini.. Hayatında ilk kez ciddiye alınmanın verdiği ağlamaklı tebessümünde boğ o ısıran ayazları, boğamadıklarını ise gülerek selamla.. 

Zirveyi gördüğünde kendine bir kahve ısmarla şekersiz olsun hatta ve plakta adını, yüzünü bilmediğin naif bir sese bırak kendini, ama öyle kibar bi bırakma değil, bedenini savunmasızca suya bıraktığın gibi bırak, çaya attığın şeker gibi bırak.. Hırslarına ve tutkularına şerit halınde bak hatta mümkünse sağ şeritten bak yavaş, yavaş sindire, sindire..

Var oluşuna, yok oluşuna, nakavt edişine, nakavt oluşuna.. Kendine baktığın gibi kimseye bakamazsın çünkü, büyük oynarsın kendinle, ben tekim beyler, bayanlar! demek artistlik ister, yürek ister, yiğit harcını bekler.. Bi yerlerde töketlemek iyidir diri tutar, düştüğünü görmekse çarpı iki diri tutar çünkü sinir sistemini kontrol edecek bir yol bulamadığında başlıyor aslında asıl hikayen o düştüğün yere daha iyi bakarken yakalıyorsun kendini sonra o düşüş seni sen yapıyor.

Sonrası daha kolay doğa sana birkaç sufle verecek, her gecenin sabahına güneşi doğurması hafife alınacak türden bir hareket değil, hala bir yerlerede umut var der, yeniden başlamak için o gücü kendinde bul der, güçlü olmak zorunda değilsin sadece iyi rol kes der belkide, kim bilir...

Mesajı aldığın kalıba 7 farklı tondan bakmayı önemli kılar hayat, gerisini teferruat görür. Bakma yalnızca gör.. İnsani birşeyler yaşamak zorunda bıraksın hayat seni daha sert tökezleyeceğin günleri görmeye ihtiyacın olsun. Birşeyler yoluna girmek zorunda değilse ve canı cehennemeyse başkalarının sınırları, başarısızlıkta çizgini bozmadığın yegana başarıysa? 

Ve iş keseceğin rolde bitiyorsa her türlü zemine açık düşmeyi yeğle, böylesi daha şık olacak inan bana.


GAMZE GÖKYÜZ