Her günümü, bir anlamı olsun diye yaşıyorum ancak gece başımı yastığa koyduğumda; hiçbir şey yaşamadığımı hissediyorum. Uyanıyorum ve yaşam her zaman sıradan gelmiyor bana. Yapacak ilginç şeyler var ve bu yaşam bu ilginçlikleri içinde barındırmadığı zaman, yaşam bana ilginç gelmediği zaman ölmek isterim.
Yıllardır bir kızı seviyordum o güldüğünde; ben de gülerdim, o ağladığında; ben ağlardım. İçimden gitmiyordu, içim gidiyordu ona bakınca ancak bir şey yapamıyordum. Uzaktan seviyordum onu ve ona yaklaşmaya cesaret edemiyordum. Sonunda ne mi oldu? Sonunu düşünen ben, son’suz kaldım.
İnsanlıktan çıktığımı hissediyorum bazen: giderek duygusuz bir makine mi oluyorum? Günbegün işliyorum, çarklarım hiç bozulmuyor, 1-2 günde bir de yağlanıyorum, ohhh benden iyi makine yok…
Sanki içimde biraz iyilik kalmış gibi davranmam boşa. O kadar dibe vurdum ki çapam bir daha gemi’ye dönmez. İyilikten ne gördüm ki sanki? İyilik yapıp iyi yaşarsan, yaşam sana kötü davranıyor ancak kendini düşünüp, insanları umursamazsan yaşam senin istediğin gibi oluyor.
Bu iç sıkıntım nasıl geçer diye hiç düşünmedim, bu güne kadar. İlk defa düşünmeye başladım, bu içimdeki sıkıntıyı; Nasıl bir şey ise birden ortaya çıkıyor, beni yaşamın bütün güzelliklerinden soğutuyor ve sanki nefes almamı engelliyor, nefes almam boşaymış gibi hissediyorum, ne yapacağımı şaşırıyorum…
-Erkan Uluğ
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre