SONSUZ
Bitmek bilmeyendi. Batarken geri doğucak gibi. Ve sonra yine...
Uyandığım geceler beni bana bırakan sessizliği kıskanır, soluksuz rüzgarı tanıtırdı. Öğrenmiştim hep çok olmayı.
Sevmiştim de .
Rüyaların sahibiydi o. Kabusun kızgınlığı, en güzel düşlerin tebessümü. Unutmuştu o. Dün kim di? Sormaz yaşardı sanki.
Sebepsizce ağlarken ben. Sebebiydi çare. Kapalı defterler de saklı hikayeler. Onu anlatan masallar... Gündüzün kahvesiydi o. Yakan sıcağın acısı, güzel kokunun tadı. Uyumuştu o. Eli mahkum yalnız sanki.
Vesikalıktı kahkahalar içten ve resmi atılan...
Parlamayan bir elmas gibi yaşamaya başladığında insanlar, umudun masumlugu varken şansa inanan ve yaşamayı rutini kabul eden zihniyet hayalleri unuttu. Masal kitapları raflarda uykusuz çocuklar tavanı seyreder oldu. Yağmurda ıslanmak varken açılan şemsiye duy sende.
Birgün uyanılan sabah, kahvaltı masasındaki çiçeklerin kokusundansa günaydın :))
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre