Nedenini bilmiyorum ama artık dünyanın dönmemesini istiyorum... Zamanın durmasını ve o zamanda acıyla boğulup bilinmezliğe ulaşmak istiyorum... Kanımda bana yabancı olan o hisle... Umutlarımı yakıp küllerini içimdeki denize tutam tutam atıyorum artık. Ve her tutamda kalbimin parça parça eksildiğini hissediyorum... Ah! Bileklerimdeki acı için yanaklarımda yaşlarımın süzüldüğünü sanıyordum ama ne yazık ki içimde nerede olduğunu bilmediğim bir yerimin sızladığını hissettiğimden ağlıyordum...
Mutluluk duygum arkasına bakmadan koşup benden uzaklaşıyordu. Lanet olsun ki bir şey yapmak istiyordum benden uzaklaşmasını istemiyorum... Ne yapacağımı bilemiyorum çaresizim elim ve ayağım görünmez bir iple bağlı gibiydi.. Sonunda karanlık bir sokağa girip izini kaybettirdi... Ve ben yine hissiz bir şekilde -artık rutin hale gelmiş olan- lekelenmiş duvarın karşısına oturdum...
Hani insanın aklına gelmiyor değil ben daha kendimi bile tam sevememişken neden kalpsiz yaşamamı istiyorlar... Neden saf duru temiz kalbimi lekelemeye çalışıyor ve görevlerini güzelce tamamlıyorlar... Gerçekten acı çekmemek için siyah mı olmak lazım? Ne aklım fikir üretiyor ne de kalbim... Aldığım nefesi bile doğru düzgün veremiyorum... Acınası halime kahkahalar atıyorum... ' daha ne kadar kötü olabilirsin be hayat' dediğim anda 'ta ta tatam' deyip daha boktan bir olay çıkartıyor. Lakin ben gerçekten yoruldum. Akciğerlerim iflas etmiş. Boğazım yanmış tahriş olmuş durumda. Bacaklarım artık beni taşıyamayacak radde de... Youldum be hayat sen kazandın... Oyun bitti... Bende bittim... VE BOŞLUK
BOŞLUK
BOŞLUK
BOŞLUK...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre