Sessiz Çığlıklar

Beynimde yankılanıyor iki farklı ses biri " umut et" diye fısıldıyor diğer ses ise" boyun ey" diye haykırıyor.  Yalın ayak koşuyorum nerde olduğumu bilmeden. Bir şeye ulaşmak istiyorum o 'şeyin' ne olduğunu bilmeden. Sonra yalancı kalabalığa karışıyorum yüzlerinde sahte gülümseme ve sevecenliği görüyorum ve bundan nefret etmeye başlıyorum... İçimde boşluğu hissedebiliyorum ama adını koyamıyorum en zoru da bu ya. İçimde ruhum parça parça eksildikçe takvimleri saymayı bırakıyorum. Sonra o yalancı kalabalıktan kurtulup en tepeye çıkıyorum yukardan izlemeye başlıyorum ve eşzamanlı olarak canım yanıyor ve bunu durduramıyorum en koyan da bu ya...  Çaresizlik ve pişmanlık duygusu  filizlenip zamanla kalbimi kapatıp sıkıyor en acısı da bu ya. 'Yoruldum' diye haykırıyorum ama beynimdeki seslerden biri 'Hayır az kaldı bırakamazsın yolun sonunda ulaşacaksın o şeye' diye fısıldıyor diğer ses ise 'vazgeç artık ya da vazgeçme yolun sonunda hayal kırıklığına uğrayacaksın' diye bağırıyor. Ağlamaya başlıyorum kulaklarımı kapayıp kafamı iki yana sallıyorum. Birden o kalabalığın ortasında yere çöküyorum... Sesler yankılanıyor kafamın içinde çığlık atıyorum ama sonu kötü olacağını bile bile koşmaya devam ediyorum  en kötüsü de bu ya..  Ansızın görüyorum o şeyi gözlerim doluyor hayal kırıklığı ve pişmanlıkla dizlerimin üzerine düşüyorum o şey  şuan yaşadığım dertlerin sebebi yani geçmişimdeki hatalarımmış... Kalbimde kapanmayan geçmişin açtığı o yara sadece o yara özüne sadıktır en acımasızı da bu ya zaten...