1. Yas tutma süreci, insanı iki farklı sonuca ulaştırır: Ya daha beter bir durum yaratır ya da daha da güçlendirir.
2. Diyorum ki; Bir şey için olabilecekler varken, olamayacakların tercih edilmesi. Dünya hali bu olsa gerek…
3. Kişilik bireye özgüdür. İki ayrı kişiliğin bir bütün oluşturması, evlilikler için kaçınılmaz bir son olur. Bu durumda, iki ayrı kişiliğin bir bütün olarak korunması fakat eksik yanların tamamlanması ve bunun için mücadele verilmesi doğru olandır.
4. İnsan aklına nüfuz edemeyecek ve gerçek ile bağdaştırılamayacak şey’leri, akla uygunmuş gibi ifade etmek –hayatında büyük boşluklara sahip- insan ürünüdür.
5. Hep söylenen yanlış: “Umudunu kesme” ifadesidir. İnsanın umut etmesi, hedefine ulaştıran bir araç olarak değerlendirilebilir. Ama ya umut edilen hedeflerin gerçekleşmemesi. Bu durumda oluşabilecek muhtemel sonuç tatminsizliktir. Ve tatminsizlik insanı hedefsizliğe iter. Araç olan umut ise anlamsızlık yaratır. Bu durumda tekrarlanan her “umudunu kesme” ifadesi insanı gerçeklik algısından uzaklaştırır. Sonucunda ise psikolojik bunalım insanı rahatsız etmeye başlar.
6. Sevgi nedir?
Bir olan (Tanrı) ile kurulan bağ ile birlikte ve manevi etkisiyle her şeye (kainatta ne varsa) duyulan bütünleşme hissi.
7. Buğday tanelerinden örülmüş saçlarına, denizin ve güneşin aydınlığına sarılan bedenine, özlem duymamak elde mi şimdilerde?
8. İnsan büyük bir çıkmaz’dır. Fakat insan öyle güçlü bir varlıktır ki bu çıkmaz’larını aydınlığa kavuşturacak büyük güce sahiptir. O da öz’ünde saklı kalan varoluşsal yaradılışıdır.
9. Yaşayamıyoruz. Çünkü yaşamın bir parçasından –yaşam sevincinden- bütün bir yaşamı –kendimizi- oluşturamıyoruz.
10. Sonucunda oluşabilecek belirsizliklerin verebileceği acıyı, nasıl algılamalıyım ki tatmin olmak durumuna erişebileyim?
11. Diğerleri senin ne olman gerektiği konusunda en fazla tahmin yürütebilir ama ne olman gerektiğine sen karar verirsin.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre