Yaşamı renkli kılacak seçkin mutlulukları gözlemekteyken kaçıveren trenleri durduramıyorum. Düşlendiği gibi çıkmayan bir dünyada yanılgılar, tekinsizliğiyle birer ikişer beliredursun, elden kayıp giden günlerden geriye duyulan yalnız, bir güvercinin boşluğa yayılan kanat sesleri…hesapsız harcanan bol zamanlardan, kalbi ılıtan sevgilerden geriye…Evet! Geriye, sıkı sıkıya tutunuyorken kırılıveren dallar… Girilen harpler yenilgisiyle omuzlarda yükü utancın… Geriye, hatalardır ki yüze vurulagelmişlikleriyle tüm; hebâ edilmiş onca çuval incirin hayıfla yâdı…Dahası, kaç ötelenmiş başkaldırı…hırpalanmış onura arka çıkamamak yüreksizliğinden sebep.
İşte! Hayli uzamış matem molalarını, azalıp tükenen kalabalıklar sonrası ıssızlıklarını terk edip geliyorum. Gün ışıyor, muhtelif reddolunuşların bildik sancısıyla dingin bir ırmaktan aheste, yudumluyorum.
Yapraklar düşüyor güz sonu… Vakitsiz bir misafir gibi gönülsüz karşılayıp filizlendikçe kopardığım sevgilerden geriye, bazı bazı yoklayan nedâmetler kalıyor.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre