Kelimeleri yazmaya başladığım şu dakika, satırların devamı gelmeyecek diye korkuyla doluyum. Aylardır tek bir kelime bile yazamamış, sonrasında bir cesaretle başladığım iç dökme seansımı 3 satırdan öteye geçirememiştim. Demem o ki, aylardır içimin buhranını taşıyorum. Tıka basa dolu bir bardağın sürekli taşmasını kimse nasıl görmez anlayamıyorum da. Doğrusu birisinin görmesini beklemiyorum. Görseydi ne değişebilirdi, ne olurdu hiç bilmiyorum. Bana bu seçeneği sunmadılar. İşte elimde hayatımla kalakaldım öylece.
Düşününce yaşamım yol açmaya çalıştığım koca enkazlarla dolu. Bir şeyleri ittirerek,silerek ya da çoğu kez dizlerimi kanatarak açtığım yollarla gurur duymam gerekir mi? Kazı kazana benzer bir hayatla biri göğsünü kabartabilir mi? Evet tabi ki, değil mi ya! Hah! İçten içe çüreyerek geçirmişim yıllarımı. Her yanılışımda kopmuş bir parçam, birim bin olmuş dağılmışım. En acısı da bunu yeni farketmem. Kendimi kendime zehir etmek gibi mi yaptığım? Bu filmi daha önce çekmiştim ama onun senaryosu bana aitti. Şimdi bakıyorum ne senaryo ne oyuncular benim eserim. En kötüsü bu,Allah'ım en çilelisi bu. İrademin duvarından delinen imkansızlık beni çıldırtıyor. Kafayı yedirtiyor, ateşlere vermek istiyorum bu lanet baharı, bu lanet insanlığı! Damarlarıma sinen çaresizlik, bir delinin arkasından bakan gülen yüzler, peçete satmaya çalışan o insanlar... Hepsi, hepsi beynimi kamçılıyor. Onları fark etmek, onların yanından geçmek, bana seslenmeleri ne büyük işkence Tanrım! Köşeye sinip ağlamak isteği uyandırıyor bunlar. Hepsi midemi bulandırıyor. Ne takatim ne sabrım var; ama onlar bana bunu sormuyor. Her gün hem de her gün oradalar.
Herkes beni çok bilmişcesine yanımda konuşuyor. Sinirlendiğimde, mutluluğumda yapaylığını hissettiğim o konuşmalar.. Ağlayana kadar farketmedikleri üzüntümde yine yanıbaşımda dünya hakkında atılıp tutulan o konuşmalar.. Bir avuç topraktan daha kıymetsizler oysa. Onlar notları sınavdan önce verilmiş öğrenciler oysa. O kadar aptallar ki farketmiyorlar bile bunu. Benim için 'silmek' bana kalbini açmayan herkes için kolay oysa. O aptallarsa kendi skeçlerinde bile figüran konumuna düşerken dünyayı değiştirmekten bahsediyorlar. İçimde öfke var, içimde hüzün var. Çiğ çiğ çürürken gülmek var. Bunlar ne demek, nasıl bilecekseniz,nereden bileceksiniz.. Ah
Bu yazıya 2 yorum yapıldı.
Yazdığınız yazının her bir harfinde kendimi buldum. Sanki yazınız bir ayna. Okurken kendimi gördüm her bir satırınizda her bir kelimenizde. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Her cümlesini aklıma kaziyarak ve severek okuduğum bir yaziydi.
2. Alum Cantabile Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını yerime yadırgadım yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara güneşin zekasıyla doymak isterdim kaba solgun kağıtlar sunardı şehrin insanı bana şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin Ogün bugün, şehri dünyanın üstüne kapatıp bıraktım kapattım gümüş maşrapayla yaralanmış ağzımı ham elmalar yemekten göveren dudaklarım mırıldanmasın şehrin mutantan ve kibirli ağrısını. Azıcık gece alayım yanıma yalnız serçelerin uykusuna yetecek kadar gece böcekler için rutubet örümcekler için kuytu biraz da sabah sisi yabani güvercin kanatları renginde biz artık bunlar olarak gidiyoruz eylesin neyleyecekse şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin bozuk paraların insanı, sivicelerin işte öldüm, işte son kadife çiçekleri son defneler, badıranlarla kefenlediler beni bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak benim ölümümden yayınlan kırpıntıları boğaz tokluğuna çalışanlar özenle kilitleyecek göğüslerine benim ölmüş olmamı hiç bir yaprak damarından hiçbir su özünden atamayacak beni ortaya benim ölümüm sürülecek pey akçesi olarak tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre