Alışıyorum

Kadının elinde bir bardak papatya çayı.

Dizlerinde babaannesinden yadigar örgü battaniye.

Kulaklarında geceye eşlik eden yalnızlık senfonisi.

Dudaklarında ise mumun ışığı kadar zayıf bir tebessüm...

Aza kanat etmeyi ellerinden kayıp giden sevdası olunca öğrendi, küçük anlara değer biçmeyi.

Eski anılar, temiz bir çarşaf gibi asıldı hayat ipine.

Canlandı kadının buğulanmaya ramak kala gözlerinde.

Süzüldü içini yakan korun lavları sevde çukurlarından..

 Sevdiği adam belirdi birden aklının çıkmaz sokağında. Zaman geçtikçe, kum tanelerinden yapılan evler yıkılıyor bu hengamede. Yıkımla birlikte evlerin ışıklarıda karanlığa yenik düşüyor.

Aklıma kazıdığım yüzündeki her bir çizgi, bırakıyor kendini uçurumdan aşağı.

Unutuyorum isminin ilk harfini.

 Alışıyorum, bardakta soğuyan çayın tadına.

Alışıyorum, sen kokmayan İstanbul sokaklarına.