Yıl 2017.
Aylardan Aralık.
Günlerden Çarşamba.
Serin bir kış akşamı. Hava öylesine pis ve puslu ki... Ta 200 metre ötedeki sokak lambasının altına bakınca bile hissedebiliyor insan bu pusu.
Uzunca bir yol.
İki genç yürüyor yolda.
Biri kız biri oğlan.
Kız birden cebinden cam bir bardak çıkarıp veriyor oğlanın eline. Oğlan şaşırıyor tabi. İnceliyor biraz göz ucuyla bardağı. Sonra istemediğine karar veriyor ve bardağı kıza geri uzatıyor. Kız tam alacakken oğlan bırakıveriyor ve yere düşüyor bardak. İki parçaya ayrılıyor. Kız en başta çok üzülüyor bardağın kırıldığına ama Allah’tan tuzla buz olmadı diye düşünüyor. Yoksa nasıl bulur, nasıl birleştirirdi parçaları. Sonuçta birleştirecek olan kendisi değil miydi? Bardağı kendisi verdiği için kırılsa da paramparça da olsa sonuçlarına katlanmalıydı. Eğildi yere ve parçaları elinde topladı. Ayağa kalktığındaysa oğlan çoktan gitmişti. Arkasından bakmak istedi kız. Ama hiçbir iz kalmamıştı. Sonra düşündü, kalmıştı ya aslında. Elindeki kırık bardak bunun göstergesi değil miydi?
'Melisa
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre