Dediler ki seviyorsan git konuş.
Ne mi yaptım?
Gidip konuştum.
Her şeyi göze alarak.
Aşık olduğumu ve ruh eşim olduğunu düşünerek,
İlerde, ‘O gün iyi ki cesaret edip söyledim, yoksa bu kadar mutlu olamayacaktık’ diyebilme ihtimalini severek.
Öte yandan gitmeden önce Candan Erçetin’in Meğer şarkısını müzik listeme ekleyip, eğer ret alırsam bunu dinleyerek ağlarım diye hazırlık yaparak.
Kendimi her şeye hazırlayıp gittim anlayacağınız.
Ne mi oldu?
Donakaldı.
Şaşırdı.
Uzun bi sessizlik oldu.
"Ben seni hiç o gözle görmedim dedi."
Bocaladı.
Salak salak güldü, o gülünce ben de güldüm. Gülüyoruz ama neye güldüğümüzü bilmeden, gerginlikten dolayı.
Neyse tamam deyip ayrıldım.
2 saat sonra gelen uzunca bir mesaj.
Yolun açık olsun yazmış mesajda, dualar inşallahlar falan.
Ret yedim kısacası yani.
Hayal kırıklığı
Üzüldüm.
Bozuldum.
Sinirlendim.
Tamam, tabi ki dua ediyoruz beyfendi ama bu işler böyle inşallahla maşallahla olmuyor ki, o k*çını kaldırman ve eyleme geçmen lazım.
Dün gösterdim ben sana bunu hani ya. Hah, işte ondan.
Ben ne cevap yazdım? 'Allah seni de iyi insanlarla karşılaştırsın inşallah'.
O kadar içimden gelmeyerek yazdım ki bunu. Ulan, daha 2 saat önce birlikte bir gelecek hayal ettiğin adama, senin karşına çok iyi biri çıksın da sen onla ol benle olma diye dua ediyorsun ve bunu da gidip adama mesaj atıyorsun.
Dilim söyler de içim söyler mi kumandanım? Bunu derken içim yanmaz mı benim hiç! Tamam gittik söyledik de tüm hislerimizi de yere mi serdik hemen. 'Tamam olmadı canımöptüm kıps', mı dedik yani.
Yok abi o kadar kolay değil. Sevdiğini gidip söylemek ne kadar zorsa, sonuçlarına katlanıp, alışmak da o kadar zor iş ve bir süreç istiyor.
Gelelim son’a.
Evet üzüldüm, kırıldım belki, hem de çok kırıldım. İster kadın ol, ister erkek, reddedilmek insanın kişiliğine çok ağır geliyor. Ondan bu sinirim, öfkem. Çünkü beklentilerim vardı, çok farklı hayallerim vardı ikimiz adına. Ama olmadı.
Şu ansa çok mutluyum. Kendimi yendim ben çünkü! Bununla kalmadım, toplumsal tabuları da kırdım. Kadın ilk adımı atamazmış! Heh! Kadın nazlı nazlı oturup üzülecekmiş, ama susmalıymış çünkü neden ayıpmış. Şşşş, kimse duymasın kızarlar mazallah (!)
Neden ki? Bu kadar zor bi şeyi neden erkeklerin boynuna yüklüyoruz? Onlar sandığımız kadar güçlü ve özgüven sahibi mi gerçekten. Ya da şöyle sorayım, biz kadınlar daha mı güçsüzüz? Sen kadın, sen! Psikolojik, mental ve karakter olarak bu kadar güçsüz müsün gerçekten?
Oraya çıkıp boks yapmadım ki ben adamla!
Konuştum!
Kalbinden geçeni söyleyemeyecek kadar güçsüz müsün? Şimdi kaldır o k*çını ve kafandaki belirsizlikleri gider. ‘Ay çocuk bana yandan baktı, sol kaşını kaldırdı, gülerken gözü seğirdi’ gibi kuruntuları bırak artık. Çünkü gerçek şu ki, sormadan hiçbir zaman emin olamayacaksın. Cevabını al ve yolunu ona göre çiz.
Benim gibi.
Hayır mı dedi, eyvallah. Ve şimdi, arkanı dönmeden uzaklaş oradan!
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Konu, fikir, yazım dili pek iyi değil. Ama içini dökmüşsün o nedenle gerçekten samimi bir çalışma olmuş sevdim. Ama başlık için teşekkür ederim. "Kadın Dediğin İlk Adımı Atamaz" bana gerçekten güzel fikirler verdi. En kısa zamanda bir şeyler yazacağım üstüne ve konu olarak senden çok farklı olarak çok farklı yerlere çekeceğim olayları. Eğer yazarsam buraya yoruma atarım bakarsın.
Seygiyle kal,
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre