Patentin Önemi

Sahibi tarafindan yeni icad edilmiş veya yeni bulunmuş, tarım dâhil sanayinin herhangi bir alanında uygulanabilir olan ve günümüzdeki sistem ve teçhizatlardan daha avantajlı olan her ürün, sistem, üretim usulü için alınacak bir koruma belgesidir.

Patentli bir buluş, sahibinin mülkiyeti haline gelir. Başkalarına lisans verilebilir, devir edilebilir, Üzerinden kazanç sağlanır. Buluş sahibinin buluş konusunu, ürününü belirli bir süre üretme, kullanma, satma veya ithal etme hakkı kazanır. Patent alınmasının kişiye sağladığı yararlar dışında ülkemizin gelişmesine katkıda bulunması, teknolojik gelişmelerin sağlanması, insanların buluş yapmaya özendirilmesi gibi sonsuz katkıları vardır. Patentli bir buluş; tıpkı işle ilgili alınıp, satılabilen, kiralanıp, kiraya verilebilen diğer mallar gibi buluş sahibinin mülkiyeti haline gelir. Patentler alındıkları ülkeler için hak sahipliği doğurur. Türkiye'de alınmış bir patent, sadece Türkiye içinde sahibine hak sağlamaktadır ve patentli ürünleri başkalarının Türkiye'ye ithal etmesi durumunda, hak sahibine ithali durdurma hakkı verir

Bir ülkede verilmiş olan patent sayısının yüksekliği, o ülkenin gelişmişliğinin bir göstergesidir. Dünya geneline bakıldığında ise ülkemizin patent konusunda çok gerilerde kaldığı görülmektedir. Dünyada teknolojik çığır açan buluşların büyük bir kısmı patentle korunurken, ülkemizdeki büyük şirketlerin bile çok sınırlı sayıda patenti bulunmakta, bazılarının şu ana kadar hiçbir başvuru yapmadığını görmekteyiz. Oysa patent bilincinin yerleştiği ülkeler, patentleri lisans anlaşmalarından dahi çok büyük gelir elde etmektedirler. Ülkemizde ise sadece birkaç şirketimiz kendi bünyesinde patent bilincini oluşturmaya başlamış ve son yıllarda atağa geçmiştir.

Patentler ticarileştirildiklerinde, yani sahibine maddi kazanç sağladığı, ülke için katma değer oluşturduğu takdirde değerlidirler. Bir ülkenin ekonomik kalkınmasının altında ülkenin ürettiği katma değer yattığına göre, buluşların da müşterilerce ihtiyaç duyulan, maddi getiri sağlayacak konularda yapılması önemli bir avantajdır. Bu nedenle patent sisteminin sadece buluş sahibini korumak yönü yoktur. Ülkedeki teknolojik gelişmenin de hızlandırılması amacıyla patentin bilgi işlevi de bulunmaktadır.Patent konusunda çok geri kalmış olmamızın sebebi patentin ne demek olduğunun ve ne gibi haklar sağladığının bilincinde olmamamızdır. İnsanlarımızın çoğu patentin yeni bir şey icat etmek olduğunu düşünmektedirler. Bir sistem ya da ürün üzerinde yaptıkları geliştirmelerin ve yeniliklerin patent belgesi alabilmek için yeterli olmadığını zannetmektedirler. Örneğin; bir yeni bir mekanizma kurulurken kullanılacak olan elemanların başkaları tarafından icat edildiği ve bunların kullanılmasının patent almaya engel olduğu düşüncesi ile çokça karşılaşılmaktadır. Bunun başlıca sebebi ile bilinçsizliktir. Bu düşünceden dolayı patentlenebilecek buluşlar koruma altına alınmadığı için, buluş sahibi hakkını koruyamamakta ve taklitçilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Buluş sahibinin yapmış olduğu arge çalışmaları, buluşun kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı ve taklitçilerle başa çıkamadığı için maddi manevi tüm emekleri boşa gitmektedir.

Bir diğer sorun da Patent bilinci henüz yerleşmediği ve getirilerin boyutu tahmin edilemediği için, patent alım sürecinde ortaya çıkan maliyetlerden kaçınılması, bundan dolayı da başvuru yapılmamasıdır. Başta bu düşünce sebebiyle ülkemizde yapılan başvuru sayısı dünya geneline bakıldığında çok geri kalmaktadır.

Ülkemizde patent bilincini aşılamak, KOBİ’leri desteklemek, yerli üreticilerimizi buluş yapmaya özendirmek için patent haricinde faydalı model ile koruma sistemi kurulmuştur. Faydalı model sisteminde; bir sistem, teçhizat ya da ürün üzerinde avantaj sağlayacak küçük geliştirmeler dahi faydalı model ile korunmaktadır. Sadece kimyasal ürünler, üretim usulleri ve bu usuller sonucunda elde edilen ürünler faydalı model korumasından yararlanamamaktadır.

Maliyetler açısından bakıldığında da faydalı model daha düşük maliyetlidir, fakat daha kısıtlı koruma sağlamaktadır. Patent ise araştırmaya tabi tutularak verilen bir belge olduğu için maliyetleri faydalı modele göre daha yüksektir. Patent başvurusu sayısının maliyetlerden dolayı kısıtlı kaldığı da düşünülerek, başvuru sayısını arttırmak için KOSGEB ve TÜBİTAK tarafından buluşçulara destek verilmektedir. Maalesef ki, destek miktarları da sınırlıdır.

Patentle ilgili teşvikler ve bilincin oluşturulması için yapılan çalışmalar daha da arttırılmalıdır. Devletimiz ve en etkili iletişim aracı olan medya da ülkemiz ve geleceğimiz için bu kadar önemli olan patent bilincini insanlarımıza aşılamak için çalışmalıdır. Ülkemiz, yabancı patentlere ve lisans anlaşmalarına bağlı kalarak ekonomik faaliyetlerini sürdürmeye mahkûm edilmemelidir.