Gündemi takip ediyorsanız, hele ki internete giriyorsanız, son günlerde ortalarda dolaşan ve hakkında çokça yazılıp çizilen internete sansür olayı ile ilgili de gelişmeleri yakından takip ediyorsunuzdur. Şimdi bizim insanımızda şu söze büyük bir tamah var:"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz". Birileri çığırtkanlık yaparak:"İnternet sansürlenecek" diyorsa, diğerleri de onların peşinden gitmeye başlıyor:"Adamın atacak hâli yok herhalde. Var diyorsa vardır..." diyerek.
Bu biraz da dini yaşamaya benziyor. Müslüman doğmuşuz ve kimlikte de öyle yazıyor fakat çoğunlukla kimlik müslümanı olduğumuzu hep aklımızdan çıkarıyoruz. Kimlik müslümanlığının en büyük nedeni de araştırarak değil, görerek aksiyonda bulunmamız.
Benzer şekilde, internetime dokunma ve internete sansür hareketlerinden alınan feyz aracılığı ile çok sayıda farklı kitlesel hareketler ortaya çıktı. Peki ama bunların amacı ne? Gerçekten de ateş olmayan yerden duman çıkmaz mı? Belki bu söz genelgeçer bir kabuldür. Fakat en azından internete sansür hareketlerinde, herhangi bir geçerliliği yok.
Şimdi itiraz edenlere bakarsanız (itirazın kaynağına), hükümet ağzıyla kuş tutsa:"Neden iki tane değil de bir tane tuttu?" diye soran arkadaşlar genellikle. Bu oluşumun büyümesi ise sosyal ağlar yardımıyla gerçekleşti ve sosyal ağların en etkin olarak kullanıldığı platform ise Facebook. Hani şu 'en fazla kullanım oranı' sıralamasında 1. olduğumuz var ya; işte o Facebook. Yani yurdum insanı... Türkçe olmasının da getirdiği avantajla 6-7 yaşındakilerin dahi üye olduğu, gördüğü şeyleri paylaştığı, araştırmadan yoksun zihniyetlerin sıkça görüldüğü Facebook.
Kimseyi eleştirmek, onbinlerce insan aksini düşünüyorken bu kararı savunuyor olmak istemezdim. Fakat hiçkimse konuyla ilgili bir araştırma yapmıyor. Fakat olay inanın trajikomik bir hâl aldı.
Bu karar taa Şubat ayında alındı. Yani 3 ay önce. Şimdiye kadar böyle bir hareket yoktu. Bilmem farkında mısınız... Ve birkaç ay sonra bilin bakalım ne var? Bilmeyenleriniz, ülkedeki gelişmeleri sosyal ağlardan öğrenenleriniz olabilir diye söyleyeyim; seçim var. Ne kadar tuhaf değil mi... Bir karar açıklanıyor kamuoyuna. 3 ay boyunca ses seda yok. 3 ay sonra ortalık birden ayağı kalkıyor. Allaah Allaaaaaah :) Bak sen şu işe... Şu resme biraz uzaktan bakan biri hemen şu soruyu sorabilir:"Bu Türk milletinin jetonu 3 ay sonra mı düşüyor yani?". Ve herkes de bu sorunun cevabının:"Hayır" olduğunu biliyor. O zaman problem nerede? Sebebi ne bunca zaman sonra ortalığın alevlenmesinin? Onun cevabını da sosyal ağlarda aramayın... Biraz düşünün. Herşeye alet olmayın.
Bu ülke, başta ekonomi olmak üzere birçok alanda izlenen popülarist hamlelerin kurbanı olmuş bir ülke. Olayın ayrıntılarını bilmeden bu tarz popülarist yaklaşımlara alet olan onca insan var. Yazık... Yapmayın. Facebook tarzı sitelerde gördüğünüz gruplara üye olarak yalnızca 'konuya ne kadar Fransız kaldığınızı' gösteriyorsunuz. Biraz araştırın lütfen.
Bu arada şu kararın ayrıntılarını da yazmadan geçemeyeceğim:"İnternette belirtildiği gibi herkes çocuk ya da aile pakedine geçmek zorunda değil. Herkes mevcut internet pakedinde kalacak. Yani değişen birşey olmayacak. Fakat isteyenler, yalnızca çocukları internete giriyorsa çocuk paketi, ya da diledikleri takdirde aile paketi abonesi olacak". Yani kimseye bir zorlama falan yok. Resmen halk galyana gelsin diye uğraşılıyor.
11 yıldır internet ile içli dışlıyım. 5-6 yıldır site tasarımı, internetten para kazanma gibi konularla yakînen alakadarım. Bu haberlerin kaynağının:"RANT KAVGASI" olduğunu söyleyebilirim açıkça. Birileri müstehcen yayınlardan para kazanıyor ve bunun önüne konan engellerden ötürü rahatsızlar. "Şu ülkede şöyle değil, bu ülkede böyle değil, bize 'sakıncalı kelimeler' filtresi gönderdiler, 3. dünya ülkesinde bile yok böyle bir uygulama" tarzında ifadeler kullanarak veryansın ediyorlar. Sanki o ifadelerin geçtiği her site kapanacakmışçasına konuşarak. Fakat bu şekilde davranma sebepleri eksik veya yanlış bilgi sahibi olmaları...
Sakıncalı kelime geçen her web-sitesi kapanmayacak. Eğer site ve datacenter sahipleri bunu kasten yapmıyorsa, yanlış davrandıklarının farkına varsınlar en azından.
Tekrar söylüyorum, konuyu araştırmadan sosyal ağlardaki popülarist akımların kurbanı olmayın.
Bu konu ile ilgili BTK tarafından yapılan son açıklamayı okumanız için farklı iki kaynak veriyorum. Umarım araştırıp, okuyup, sonra karar verirsiniz ne yapıp ne söyleyeceğinize:
Bu yazıya 5 yorum yapıldı.
Bilmiyorum bağnaz bir taraftar mısın yoksa AKP'nin ''inceden,çaktırmadan'' siyasetini yiyenlerden mi ama iyi bir düşün ve bu siyasette ''Amaca giderken atılan adımlara'' bir bak,işte o zaman ''karşısında olmaktan üzüntü duyduğun'' insanların en azından bazılarının bişeylere uyandığını ve bunu engellemeye çalıştığını anlarsın.Bu yorumu yayınlar mısın bilmem ama herkese tavsiyem ne gözlüğü takıyorlarsa çıkartıp,olaylara tarafsız olarak bakmalarıdır.Saygılar.
BTK tarafından gönderilen yazıyı gördüm. Engellenen siteleri biliyorum. Yapılmak istenenin farkındayım. AKP taraftarı değilim. Ben sizi yaftalamayacağım. Siyasi ya da dünya görüşünüzü bilmem; zaten beni ilgilendirmez de...
Süreci ne kadar yakından takip ettiniz bilmem. Ama bu karar aylar öncesinde alınmış bir karardı. Ve birden internette seçim öncesi patlak verdi. Bunda, BTK'nın gönderdiği yazının büyük oranda etkisi var. Fakat sonradan BTK tarafından yapılan açıklama üzerine gönderilen kelimeler 3 farklı grup içeriyor ve datacenter sahiplerinin bu gruplara dikkat etmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıntıya girmeyeceğim... Bu kadar uzun yorum yazdığınıza göre bahsettiğim grupları ve içerikleri de bildiğinizi varsayarak devam ediyorum...
Birkaç madde halinde düşüncelerimi yazayım:
1. Özgürlük, sınırsızlık demek değildir. Başkasının özgürlüğü benim hakkıma tecavüz ediyor, kimilerini rahatsız ediyorsa orada biter. Evimde pornografik içerikli siteleri görmek istemiyorum. Çoluğum çocuğum olsa görmesini de istemem. Filtre paketlerine de para vermek zorunda değilim. Bunu devlet ücretsiz olarak yapacaksa yapsın; ÇOCUK FİLTRESİ ve AİLE FİLTRESİ . Bu pakette birçok site engelli. Ki olması da lazım... Beğenmeyen kullanmaz; olur biter. Kimseye bir dayatma yok. Diğer kişiler zaten mevcut olan uygulamaları sürdürecek.
Şimdi siz diyeceksiniz ki; mevcut halde de zaten binlerce site yasaklı. 11 yıldır internetle içli dışlıyım sanırım. Yasadışı yoldan para kazanan sayısı çok fazla ülkemizde. Bu yüzden birçok sektöre darbe inecek. Biri bana dese ki:"Yazarçizer.Net kapatılacak. Yazar falan kalmayacak bu sitede. Yasaklanacak burası!", belki ben de bağırıp çağırırım ama sitede yanlış şeyler varsa kapansın. Ben yanlış yapıyorsam neden açık kalsın ki?
2. Blogspot sitelerinin kapatılması... Bence bu kesinlikle doğru bir karardı. Ama hangi açıdan? Google, kendini şah padişah sandı. Siteler yasadışı işler yapıyorsa cezasını çekmeli. Küçük veya büyük... Yayımlamasın o zaman maçları? Burada kızılması gereken devlet değil, Google'dır. Sorumsuz ve pervasızca davranmış, sonuçlarına da katlanmıştır. Yaptığı şey kısaca terbiyesizlikti bana göre Google'ın.
Tabii ki Google'ın sorumsuzluğu yüzünden birçok blogdaşlarımızın canı yandı, sitesi kapandı. Fakat dediğim gibi, bunun suçlusu Google'dı... İstese yasadışı işler yapan siteleri rahatlıkla kendisi kapatabilirdi. Ama yapmadı...
3. Youtube'un kapatılmasını ele alalım.. Bu son derece yanlış bir uygulamaydı. Fakat Youtube'un kapatılması ile diğerleri farklı şeyler... Youtube, dünya geneli yayın yapıyor. Ülkedeki şahıslara ait değil. Hakaret içerikli ya da yanlış şeyler paylaşıldığında ülke ip'lerini engellemek soruna çözüm olmaz. Sadece at gözlüğü takmak olur. Ülke imajını da zedeler...
4. Gelelim bizim konuya... Filtre paketlerinde isteyen herkes şuanki şekilde devam edecek. Sitesinde yasadışı ya da pornografik içerik olmayan kimin sitesi kapatılmış? Varsa böyle birşey, tabii ki yanlış bir uygulama ve her türlü desteklerim de... Ama gelip bana Blogspot sitelerini örnek vermeyin. Çünkü onun tek sorumlusu Google bana göre.
Dediğim gibi, normal sitelerin engellenmesine karşıyım. Pornografik içerikli siteler de bana göre toptan kaldırılmalı. Siz buna ister 'gerikafalılık' deyin, ister 'yobazlık'. Evlerde 8-10 yaşlarındaki çocukların kolaylıkla erişebileceği şekilde hizmet vermemeli bu siteler. He varsa bu işin bi' formülü, siteye girerken yaşların onaylattırılacağı bir sistem, o da olur... Ama diğer türlüsü bana göre çok yanlış. Birileri kendini tatmin edecek diye, kusura bakmayın ama, çoluk çocuğun psikolojisinin bozulmasını benim vicdanım kaldırmaz.
Dediğim gibi, benim işim sizi yaftalamak ya da düşüncenize dair doğru/yanlış eleştirisi yapmak değil. Fikrimi de yaftalanmak ya da kişilik analizimin yapılması için yazmadım buraya. Eleştiri ya da fikir gelecekse karakterimden ziyade düşüncelerime gelirse daha da memnun olurum o yüzden. Kusura bakmayın geç saatte kafam dağınık, karışık yazmış; konuyu dağıtmış olabilirim. Sürç-ü lisân ettiysem affedin...
Konuya dönecek olursak;
1.Benim paketlere bir itirazım yok,evet isteyen geçmeyebilir.Ancak isteyenin geçmeyebileceği paketler neden yapılıyor?Madem çocuklar için uğraşıyorlar bu konuda zaten filtre programları var ama yinede TVlerde,radyolarda,sosyal ağlarda bedava yazılım dağıtılıp veya online kayıt merkezi açılıp isteyen kişilere filte uygulanacağı duyurulmuyor?
2.Bu yasaya yağan 'geç tepki',inanın bana tüm dünyam bilgisayar ve internet,geçimimi internet üzerinden kazanıyorum.Ben bile bunu 1 ay önce falan duyanlardanım.Bu duyulmanın gerçekleşmesinde ve büyümesinde eğer muhalefet partilerinin payı varsa onları tebrik eder ve muhalefet oldukları yıldan beri yaptıkları ''ilk düzgün iş'' (amaç her ne kadar farklı olsada) derim.
3.''Avrupanın birçok yerinde bbu uygulama zaten var''.Bu nedir?Neden Avrupanın sadece işine gelen yanlarını örnek alıyormuşuz?Hangi Avrupa ülkesinde site yasaklamaları,sansür vs. vardır?
4.Lütfen olaya sadece paket olarak bakmayın,gerçekten daha derine araştırın.O zaman BTK'nın eline çok büyük bir koz geçtiğini,artık ''kelime bazında'' yasaklama yapılacağını,hiçbir neden göstermeden yasaklama yapılabilceğini göreceksiniz.Peki bunu kontrol edenler kimlerdir?Yani haksız ve taraflı yasaklama yapılmayacağını nerden biliyoruz?kelime bazlı yasaklama ne demektir,koca bir blog veya sitede işlerine gelmeyen bir kelime var diye yasaklamak adil midir?
5.Tam bir karanlık söz konusu,kim neyi yapacak,kimi kim kontol edecek belli değil.Ve bunları sorgulayanlara verilen tek bir cevap; Zorunlu değilki!!!
6.Tekrar söylüyorum olay sadece paket değil,BTK istediği siteyi yasaklama yetkisine sahip olacak!!!Yani yine sağ gösterilip sol vuruluyor.Bir kurumun istediğini yapması ne demektir?Sansürün babası demek değil midir?.
7.Çok takıldığım diğer bir nokta ''Müstehcen'' kelimesi.Müstehcen siteleri kapatıyorlarmışmış,bak bak, müstehcen kelimesine ''mini etek giymiş bir bayan'', plajda üstsüz dolaşan bir erkek,içinde sevişme sahnesi geçen bir film vs.'de girmez mi?Şimdi sorarım,bunların yasak olduğu yere ne denir?Ve bunlar bizi nereye götürür?
Sevgili kardeşim gerçekten mantıklı birine benziyorsun,lütfen tekrar tekrar araştır söylediklerimi sende görüyorsun,insanlara olaya sadece ''3 paket ve geçmek zorunlu değil'' diye söylenerek aradan her zamanki AKP politikası olan,çaktırmadan kendine yontmak istediğini yapmaktır.
Bu ülkeye sansürün S'si bile ihanetin en büyüğüdür.İran,Irak gibi yerlerden farklı olduğumuzu söyledik hep,şuan yavaş yavaş,çaktırmadan ''Padişahım çok yaşa'' diyen bir halk sayeinde onlara doğru gidiyoruz.İleride çok pişman olunacak ama iş işten geçmiş olacak,geçmeden herkes vatanı için birşey yapsın ve bu çirkinliğe hayır desin.Başka sözüm yok!
Tekrar teşekkür ediyorum,sağlıcakla kal.
1. Dediğiniz doğru, o şekilde bir uygulama da yapılabilirdi ama aynı kapıya çıkmaz mıydı? Herkesin geçmek zorunda olmadığı ücretsiz paketler ile herkesin geçmek zorunda olmadığı filtre arasında ne fark var ki? Ben aradaki farkı göremedim açıkçası. Ayrıca BTK tarafından gönderilen yazı Datacenter'lara hitap eden bir yazı. Muhatabı halk değildi normalde. Çok terimsel ifadeler var ve zaten yanlış yorumlandı çoğunlukla.
2. Olayın kim tarafından duyurulduğunu bilmesem de, yanlış bir şekilde duyurulduğunu biliyorum. O yüzden çok sonra gerçekleşen bu tepkiye doğal olarak şaşırıyorum.
3. "Yasak, sansür" olarak nitelendirince problem oluyor tabi bunu. Filtre paketlerinin amacı belli. Mesela geçerli olan keyfi bir uygulamaya, 'yasa' giydirmek nasıl ki tuhaf değilse, mevcut uygulamaya 'standart paket' adı verilmesi de yadırganmamalı bence. Aile ve Çocuk Paketleri olacaksa, normal kullanıcı için de bir ad olması yanlış değil diye düşünüyorum. Site yasaklamalara gelince; yasadışı siteler her ülkede yasaklanır. Wikipedia sitesi dahi adil olmayan şekilde dünya genelinde yasaklandı. Bu bir sansürdür mesela. Ve tüm dünyada yapıldı neredeyse. Yasal anlamda engelleme örneği de vermedim size bakın; bu resmen bir sansür örneğiydi. Ve yeterli olacağını umuyorum.
4. Hayır değil. Zaten benim de yadırgadığım tek nokta bu. Çünkü mağdur olan çok kişi olacak bu yüzden. Bu yapılan emeğe saygısızlıktır. Bir örnek vereyim; "Sarı Sıcak" diye bir dizi ya da program vardı. Hala var mı bilmiyorum. Şimdi bu adamların bir web-sitesi varsa, site adresinde "sıcak" kelimesi geçtiği için sitesi erişime kapatılacak. Bu olay sansürdür işte. Ya da uygulamanın yan etkileridir. Bu şekildeki bir filtrelemeye tabii ki karşıyım. Benim memnun oluş sebebim, özellikle pornografik içeriklere karşı alınan önlem (çocuk ve aile paketi)... Diğer türlüsüne zaten karşıyım. Bu konuda daha iyi bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum fakat temelde; bu uygulamanın doğru olduğuna inanıyorum. Herkesin çoluk çocuğu var, kimse onların psikolojisinin olumsuz etkilenmesini istemez. Ama bu durumu düzeltirken, haksız yere sitelerin kapanmasına da göz yumulmaması lazım.
5. Ben söyleyeyim o zaman bunu; kontrol datacenter sahiplerinde olacak ilk etapta. Amaç; sitelere barındırma hizmetinin ilk elden verilmemesini sağlamak. Sonrasında şikayet edilen siteleri BTK direkt olarak kapatmayacak mesela. Eskiden olduğu gibi site kapatma kararları yargı kontrolünde olacak.
6. Maalesef bu konuda yanlış düşündüğünüzü söylemek zorundayım. Site kapatmaları, mahkeme kararı olmadan gerçekleşmeyecek. Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle, paketler sonrasında da böyle olacak. Bu konuda BTK başkanı tarafından yapılmış resmi açıklamaların sonuncusu dün yapıldı. Ama ne yazık ki hala olay bu noktada çarpıtılmaya devam ediyor...
7. Yine söylüyorum ki siteleri BTK değil, mahkemeler kapatacak :( Yani sakıncalı görülen siteler şikayet edildiğinde mahkeme kararı çıkarsa kapatılacak. Yani BTK astığım astık kestiğim kestik bir politika izleyemez bu konuda.
Ama şu var; mahkemeler de geçerli hükümler çerçevesinde değerlendirerek kapatacak siteleri. Mesela içinde "sıcak" kelimesi geçen her domaini kapatmak zorunda kalacak ki bu da saçmalık... Bu konuda gerekli düzenleme yapıldığı takdirde, mevcut düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyorum. Zaten karşı olduğum husus düzeltildiği takdirde yasadışı hizmet veren ve pornografik içerik yayımlayan sitelerin haricinde hiç kimsenin canı yanmayacaktır.
Son olarak daha önce belirtmediğim ve yanlış bilinen bir doğruyu da hatırlatmak isterim:
"Filtrelenmiş sitelere girmek suç olacak" ibaresi yer aldı hep gazetelerde şimdiye kadar. Fakat BTK başkanı dün yaptığı açıklamada:"Bu ifadeyi biz şimdiye kadar hiç kullanmadık. Böyle bir şey yok" dedi.
Yani paketler ya da bu uygulamanın eleştirilmesi normaldir. Eleştiri her zaman, her yerde olur... Fakat yanlış bilinen hususlar üzerinden vuruyor çoğu insan. Bu da üzüyor haliyle insanı...
Tekrar söylüyorum; bu uygulamadaki bazı hususlardan son derece rahatsızım. Örnekte de verdiğim gibi sakıncalı kelimelerin geçtiği her sitenin kapatılması son derece yanlış ve saçma bir uygulamadır. O kadar insan ekmek yiyor internetten. Onu da geçtim, herkesin özgürce yazıp çizmesi lazım istediklerini. Tabii ki başkalarını taciz ve rahatsız etmediği sürece...
Bu uygulama, yasadışı ve pornografik içerikli sitelerin temizlenmesini sağlayacak olsa da, kurunun yanında yaşların da yanacağı unutulmamalıdır. O yüzden yapıcı eleştirilerle, bu hususun düzenlenmesi sağlanmalıdır bana göre...
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre