Bildiğiniz üzere 9 Haziran saat 18:00 itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti resmi kurumlarının sitelerine yönelik siber saldırı başlatıldı. Başlatan kurum ise Anonymouse... İnternet filtre paketleri, kimine göre doğru, kimine göre yanlış bir uygulama... Düşünce yapısı itibarı ile çocuklara yönelik kısmını ele aldığımızda bana göre haklı, 'kelime bazlı' engellemeyi düşündüğümüzde ise saçma bir filtre uygulaması bence. Ki bunun adı da sansürdür.

YALNIZ! Yürürlüğe geçmesi planlanan bu düzenlemenin doğru veya yanlış olmasını tartışmak değil amacım. Yapılanlar doğru da olsa, yanlış da olsa, insanımızın ifade kıtlığı yaşamasını ele alacağım...

Meydanlarda "özgürlük" ve "demokrasi" çığlıkları atan insanlar, bu saldırılara ortak oluyor... Herkes ister daha demokrat, daha özgür, özel yaşama müdahalenin olmadığı bir ülkede yaşamayı... İçerik bakımından hiçbir sakıncası bulunmayan sitelerin, sırf alan adlarında geçen kelimelerden ötürü kapatılması kadar saçma bir başka uygulama da olamaz belki... Fakat bu duruma gösterilen tepkinin şekli, tüm haklılığı ortadan kaldıracak cinsten.

Adama sormazlar mı:"Madem özgürlüğü ve hakları savunuyorsunuz, siz kim oluyorsunuz da çatısı altında yaşadığınız Türkiye Cumhuriyeti'nin imajının devletler muvazenesinde zedelenmesi planına ortak oluyorsunuz?" Ortada bir haksızlık olabilir. Fakat medet umduğunuz kişilere dikkat edin!

Günümüzde halen, barış ve demokrasi getireceği iddiasıyla girmediği ülke kalmadı ABD'nin. Başta Irak olmak üzere, girdiğinde selamlarla karşılandığı dahi oldu hatta. Peki şimdiki durum ne? Kim ABD'ye selam duruyor? Olaylara tepki gösterirken, haklılığınızı haksızlığa dönüştürmeyin! Ben de şikayetçiyim bu durumdan. Fakat tepkimi, elin yabancısına KÖPEK olarak göstermiyorum. Olaya küçücük bir pencereden bakınca belki yapılan saldırılarla ortaya bir tepki konmuş oluyor fakat aslında durum öyle değil. Kimileri küçücük akıllarıyla tepkilerini ortaya koymuş olabilir. Ancak asıl yapılan, Türkiye'yi küçük düşürmekten başka bir şey değil...

Bugün iktidarda Ak Parti olabilir. Başbakanı, cumhurbaşkanını, iktidarı, hatta herhangi bir yöneticiyi sevmiyor olabilirsiniz. Ama bu saçmalıklara alet olarak başbakanı ya da iktidarı değil, ülkeyi küçük düşürüyorsunuz. Ve bu ülke yalnızca benim gibi düşünenlerin ülkesi değil. Sizin de ülkeniz...

Tekrar söylüyorum; filtrenin uygulamasında geçerli olan bazı hususlardan ötürü 'sansür' hâlini aldığı bir gerçek. Fakat bu sansürün varlığı, yasadışı tepki göstermeyi gerektirmez. Bu yapılan siber saldırıların meşruluğunu savunan varsa, bilsin ki; dükkanında sessiz sakin çalışan adama molotof atmak da serbest, dağdan inip köy basıp adam vurmak da... Çünkü hepsi yasadışı... Hepsi de kendilerince haksızlığı savunma adına yapılan eylemler...

Ülkede yapılan yanlışlıklara, dış güçleri karıştırmayın... Bu ülkede olan olaylar, "yatak odası" mahremiyeti şeklinde düşünülmelidir. Aile içinde çözülmesi gereken, yatak odasındakilerin haricinde kimsenin bilmemesi, karışmaması gereken meseleler şeklinde düşünülmelidir...