34 Ölünün Sebebi Kim? Net Açıklama Neden Yok?

34 vatandaşın öldürülmesinin üzerinden İKİ hafta geçti. Ancak HÜKÜMET hâlâ "hata VARSA ..." diyor. Olayın üzerinden iki hafta geçti. Fakat, olayın NASIL gerçekleştiğine, kimlerin "nasıl bir sorumluluğunun olduğuna" dair kamuoyuna açıklanmış bir BİLGİ yok.

Olayla ilgili Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı ve Uludere Cumhuriyet Savcılığı iki ayrı adlî soruşturma yürütüyor. Genelkurmay Başkanlığı da kendi içinde idarî bir soruşturma başlatmış durumda. Olayla ilgili şu ana kadar yalnızca Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Albay Hüseyin Onur Güney görevden ALINDI. Ona yöneltilen suçlama da, "Köylülerin KAÇAKÇILIK yapmasında "ihmalinin olması" ve olaya dair "yetkililere gerekli bilgileri vermemiş" olması". Yani, bu olayın ÖZÜ ile ilgili bir işlem değil.

"34 KÖYLÜYÜ öldüren bombaların, hangi uçaklardan kim tarafından, KİMİN EMRİYLE atıldığı, bombalama emrini verenlerin "yanıltılıp yanıltılmadıkları", yanıltıldılarsa KİM tarafından yanıltıldıkları ayrıca neden bu kadar KOLAY yanıltılabildikleri, yanıltılmadılarsa NEYE göre böyle bir emir verdikleri, bombalama yapılmadan önce neden YEREL birimlerin bilgilerine başvurulmadığı, Güner'i görevden alanların tüm bu soruların muhatabı olan kişiler hakkında neden bugüne kadar benzer bir TASARRUFTA bulunmadığı ve bu soruların yanıtlarına dair yürütülen adlî ve idarî soruşturmalarda HANGİ aşamalara gelindiği kamuoyu nezdinde hâlâ bir sır."

153 GİBİ BAZI BİRİMLERE GELEN İHBARLARDA KAYIT :

Oysa, 112 servisine, 155 polis birimine, 153 belediye birimine ve benzeri diğer birimlere gelen ihbarlarda bile İHBAR EDENİN gerekli bilgileri alınır. Kaydedilir. Bu kayıtların bir sebebi de yapılan İHBARIN doğruluğunu teyit etmeye yöneliktir. Bu ve benzeri birimler, gerekli bilgileri almaya özellikle gayret ederler. Kaldı ki, bu bilgilere / ihbara göre bir yer veya KİŞİLER BOMBALANMAYACAKTIR.

Gözbebeğimiz dediğimiz, peygamber ocağı dediğimiz ORDUMUZDA ve ilgili kurumlarda, gelen bilginin / İHBARIN KİMDEN geldiği ile ilgili, doğruluğunu teyit edici sağlıklı bir mekanizma / sistem nasıl olmaz? Birbirine bağlı görev zincirlenin hangisinde bir KOPUKLUK var? Bu nasıl belli olmaz? Hadi HATA oldu? Bu hatanın nasıl olduğunu ortaya çıkarmak bu kadar UZUN sürer mi? Bu ordumuza, devletimize yakışıyor mu?

Diğer akla gelen bir husus da şu: Türkiye'nin "halkı ile yakınlaşmak" niyetinde olması, bu konuda "bazı icraatların" yapılması, son günlerde "PKK konusunda başarı sağlaması" gibi hususlar, BİRİLERİNİ rahatsız etmiş olabilir pekala. Ve bu RAHATSIZLAR tarafından bu çorap örülmüş olabilir. Fakat, ne olursa olsun, böyle bir ÇORAP da örülmüş olsa, benim ordum, benim devletim o çorabı BİR AN önce yırtıp atabilmelidir. Bu üzücü olayın müsebbipleri AÇIKLANIP, hataları ile ilgili işlemler yapılmalıdır.

Netice olarak, 3-5 kişinin SEBEP olabileceği türdeki bu olay asla, tüm ORDUNUN, dolayısıyla DEVLETİN üstünde kalmamalıdır. Bu ordumuza ve devletimize ZULÜM olur. Ama, olaya SEBEP olanların AÇIKLANMADIĞI / açıklanAMAdığı her gün bu bahsettiğim GÖLGE - ne yazık ki - büyüyecektir.

KASIT :

Kasıt olmaması, önemlidir, temennimdir, Sayın Başbakan dahil bir çok kişinin düşüncesidir. Fakat, "kasıt olmadığı" açıklamasının - bir an önce yapılması beklenen ASIL AÇIKLAMA çerçevesinde - "delillendirilmesi" devlet ciddiyetine daha uygun olacaktır.

KAÇAKÇILIK :

Kaçakçılık elbette suçtur. Ama, takdir edilir ki, cezası BOMBALANMAK değildir. Bu arada kaçakçılık yapan bu vatandaşlarımızı, kaçakçılığa teşvik edenler, yol verenler, himaye edenler de ayrıca ARAŞTIRILMALI, meseleye "bütüncül" olarak bakılmalı, ona göre bazı tavırlar, kararlar, önlemler alınmalıdır. TİCARETİ özendirecek, KAYIT altına alacak biçimde kararlar alınmalı ve uygulanmalıdır.