Gerici; bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse). Günümüzde gericinin tanımı kaynaklarda böyle geçiyor.
Aslında ne kadar güzel bir tanımlama yapmışlar fakat gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor. Geçmişi özlemek veya eski düzeni geri getirmek neden gericilik olsun? Osmanlı Devleti'nin Yükselme Dönemi'nden sonraki dönemlerde yapılan Islahatların tek amacı, eski ihtişamlı döneme dönebilmekti. Aradan yüzlerce yıl geçmesine rağmen eski döneme dönmek istemek neden gericilik olarak algılansın ki? Sultan IV. Murat ve kardeşi Sultan İbrâhim’e sunduğu risâleleri ile tanınan Koçi Bey, her zaman ''Kanuni dönemine dön'' demiştir padişaha. Koçi Bey orada gericilik yapmıyordu, eski ama olumlu, ihtişamlı düzenin tekrar işlemesini istiyordu. Ünlü Fransız yazar, Honoré de Balzac eserlerini sadece iki şey ışığında yazıyordu : Biri Kilise, diğeri Krallık. Peki Balzac burada da mı gericilik yapıyordu. Rus Mihayloviç Dostoyevski sadece maziyi özlüyordu. Dante bulunduğu dönemi, çağı hiç sevmiyordu. Geçmişi özlediği için, bulunduğu çağları sevmedikleri için Dante mi, Dostoyevski mi, Balzac mı gerici ? Bu tanımda Gericiliğin, hangi çağda ve hangi dönemde yaşadığını bilmek gerekir.
*Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir. -Cemil Meriç
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre