Aslında kim olduğunun bir önemi yoktur daha eserlerinden hayatına yön vermiş insanlar olmadıktan sonra. Kimine klasik kimilerine de heyecan verici gelecek olağan bir yaşam tünelinin karanlığındayım. Özlemini duyduğum belkide tek ve en önemli olgu çocukluğum diyebilirim. Eğitimimi benim de bir işi gücüm olsun diye tamamlayıp mühendis çıktığımda anladım ki bende bu ülkedeki çoğunluk gibi kendime uygun bir meslek seçmemişim. Sevmeden yapmak zorunda kaldığım tek şey bu olmadığı için kendime fazla problem yaratmadan mühendis bir adam olarak hayatımı idame ettiriyorum. Bilimi çok seviyorum ama sanatı daha çok. Kendimi anlamaya başladığım günlerden beri duyduğum ses ise kafatasımın içinde bir yerlerde çalınan lir sesiymiş. Bu sesler ile kafamda hikayeler oluşturuyorum ve bazılarını yazıyorum.Yazmadıklarım çok daha fazla. Uzun soluklu bir hikayenin kalemi olmak için uygun günlerimi bekliyorum.